Ermenistan ve Azerbaycan arasında Karabağ’da yaşanan çatışmalarda birçok sivil yaşamını yitirdi. Dağlık Karabağ’da çatışmalar sürerken, birçok sosyalist platformdan “barış” ve “ateşkes” çağrıları yapıldı. Bazı sol platformlar ise Ermenistan’ın Karabağ’dan çekilmesini isterken, sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırıları da kınadı.
Oda TV’nin derlediği açıklamaların bazıları şöyle:
Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi tüm dünya komünist ve sol partilerine Ermenistan-Azerbaycan savaşı hakkında bir açık bir mektup yayınlayarak, Ermenistan’ın adımlarını ‘provokasyon’ olarak nitelendirdi ve Karabağ’ın yaklaşık 30 yıldır Ermenistan işgali altında olduğunu ifade etti.
Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi Başkanı Rauf Gurbanov imzalı, 16 Ekim 2020 tarihli açıklamada, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin başlattığı saldırılar, ateşkes ihlalleri ve sivil katliamlarına ilişkin bilgiler verildi.
Meselenin tarihsel arka planına da değinilen açıklamada, “Güney Kafkasya’da bulunan iki ülke arasındaki çatışmalar, 1988 yılında Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı toprak iddialarıyla başlamıştır. Dağlık Karabağ ve yedi komşu bölge -neredeyse Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si- 30 yıldır Ermeni Silahlı Kuvvetlerinin işgali altındadır. Taraflar arasında Mayıs 1994’te yapılan ateşkesten sonra başlayan AGİT Minsk Grubu himayesinde, Rusya, Fransa ve ABD’nin eş başkanlığı altında yürütülen barışçıl müzakereler bugüne kadar sonuca varabilmiş değildir.
BM Güvenlik Konseyi tarafından 1993 yılında işgal altındaki Dağlık Karabağ’ın ve bitişik toprakların kurtarılmasına ilişkin kabul edilen 4 karar henüz Ermenistan tarafından uygulanmamıştır” ifadeleri yer aldı.
SOKAĞA ÇIKIP AZERBAYCAN’A DESTEK OLDULAR
Türkiye’de Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırısının başladığı ilk andan itibaren sokağa çıkan ve Azerbaycan’ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde destek açıklaması yapan bir diğer parti, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) oldu.
“Azerbaycan Türk Halkı Yalnız Değildir” yazılı pankart ile “Kahrolsun ABD Emperyalizmi, Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Azerbaycan Türk Xalqı Tek Deyil!” yazılı dövizler açan HKP üyeleri, sık sık “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “İşgalci Devlet Ermenistan”, “Karabağ Toprağı Azerbaycan’ındır” sloganları attı.
Yapılan açıklamada ise, “Azerbaycan Türk Halkına yapılan saldırı, sadece söz konusu bölgeleri ilgilendiren, kapsayan bir saldırı değildir. Temelinde Türk düşmanlığı yatan, emperyalist haydutlarca sürekli kışkırtılan sistematik politikaların bir uzantısıdır. Dolayısıyla Terörist Devlet Ermenistan’ın ne tarihsel ne de güncel anlamda hiçbir surette hakkaniyete dayanmayan talepler üzerine inşa ettiği saldırılar bizleri de doğrudan ilgilendirmektedir. Emperyalistlere uşaklık eden Burjuva Ermenistan’a karşı tarihsel açıdan haklı, vatanı işgal edilmiş kardeş Azerbaycan Türk Halkının yanında olmak antiemperyalist tutumun bir gereğidir” denildi.
“ERMENİSTAN İŞGAL ETTİĞİ 7 RAYONDAN ÇEKİLSİN”
Sol Parti PM Üyesi Alper Taş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu görüşleri savundu:
“Ermenistan-Azerbaycan barışı aynı zamanda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin de düzelmesidir. Kapalı olan sınır kapısının açılmasıdır. Bu barış her açıdan herkese kazandırır. Bu barış mutlaka sağlanmalıdır. Ermenistan-Azerbaycan barışı sağlansın. Ermenistan işgal ettiği 7 rayondan çekilsin. Azerbaycan Karabağ’ın özerkliğini tanısın. Kapalı olan Türkiye-Ermenistan sınır kapısı açılsın. Kapının adı iki halkın dostluğu adına Hrant Dink kapısı olsun.”
TKP: “AZERBAYCAN HAKLI”
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sol Portal’da yayımlanan röportajında şu ifadeleri kullandı:
“Karabağ sorununun bugünkü dünya düzeni içinde çözümü olamaz. Tek bir çözüm var. Ermenistan’da, Azerbaycan’da, bütün Kafkasya’da halk bu gerilimler sayesinde iktidarlarını koruyan küçük ve zengin bir azınlığın, ırkçılık pompalayan sahtekarların peşinden gitmek yerine eşitlikçi bir düzen için harekete geçecek. Üstelik bu onlar için daha kolay, geçmişte bunu becerdiler. Diğer türlü Karabağ sorunu çözülemez. Karabağ Azerbaycan’a aitti. Bu bağlamda Azerbaycan haklı. Ancak Karabağ’da nüfusun ezici bir bölümü Ermeni. O nüfusu bugünkü Azerbaycan’a nasıl bağlayacaksınız? Bütün demografik yapı değişecek, yine göçler, çatışmalar, karşılıklı katliamlar… Karabağ’ı bağımsız bir ülke olarak tanımak da bir çözüm değil, zaten şu anda kendisini bağımsız bir ülke olarak ilan etmiş bir yönetim var Karabağ’da. Ancak bunun karşılığı yok. Ayrıca Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan toprakları da söz konusu. Bu karmaşık sorunların, hele hele Azerbaycan’ın zengin enerji yatakları söz konusuysa ve büyük güçlerin tamamının bölgedeki ekonomik varlığı hesaba katılırsa, “milli” çözümü olamaz. Kafkasya’da çözüm sınıf mücadelesidir. Ermenistan’da işsizlik yüzde 20’lere tırmanmış durumda. Azerbaycan’da işsizlik daha düşük oranlarda ama ülkenin zengin enerji kaynaklarından halkın büyük bölümü yararlanamıyor. İnsanların buna bakması gerekiyor. Yoksa Hindistan’daki yoksullar Pakistan’daki yoksulları boğazlasın, Libya’daki yoksul aşiretler birbirini kırsın, Balkanlarda her ulustan ezilenler başka ezilenleri düşmanı bellesin; bu vahşet birilerinin işine geliyor.”
“BAĞIMSIZ BİR BARIŞ SÜRECİ”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) açıklamasında “Azeri ve Ermeni halkı çürümüş iktidarların piyonu olamaz! Barışın sağlanmasının tek koşulu her iki ülkedeki çürümüş iktidarların yıkılması, çatışma ortamına dışarıdan müdahale etmeye çalışan ülkelerin geri çekilmesi ve halkın iradesini yansıtan, bağımsız bir barış sürecidir” denildi.
“DERHAL ATEŞKES UYGULANMALI”
Emek Partisi (EMEP) ise “Azerbaycan ve Ermenistan arasında derhal ateşkes uygulanmalı; emperyalistler bölgeden çekilmeli ve bölgedeki üçüncü devletler bu soruna müdahale etmemeli, yangına körükle gidilmemelidir. İki ülke halkı arasındaki barışın tesisi yıllardır paylaşım savaşının coğrafyası haline gelmiş olan Kafkasya ve Ortadoğu halklarının geleceği için de önemlidir” açıklaması yaptı.
“EMEKÇİLERİN KARDEŞLİĞİ SORUNLARI ÇÖZEBİLİR”
Türkiye Komünist Hareketi (TKH)’nin “Milliyetçilik değil, emekçilerin kardeşliği sorunları çözebilir” başlıklı açıklamasında da şunlar belirtildi:
“Sovyetler Birliği döneminde resmi olarak Azerbaycan’a bağlı olan, şimdi ise Ermenistan kontrolünde kendisini ayrı bir cumhuriyet olarak gören Dağlık Karabağ’da yaşanan sorun, geçmişte yaşanan acı olaylardan sonra bugün Azerbaycan-Ermenistan arasında fiili bir savaşa dönüşmüş durumdadır.
Yaşanan bu gelişmenin, yıllardır birlikte yaşamış iki eski Sovyet halkının, Azerbaycan ve Ermenistan emekçi halklarının kardeşliğine darbe vurmasına izin verilmemelidir. Bugün ortaya çıkan ihtilafın, iki ülke arasındaki köklü, tarihi ve sınırdaş ilişkilere dayanarak bağımsız bir müzakere ile çözümünün yolu zorlanmalıdır.
Bölgesel ve emperyalist güçlerin yeni bir vekalet savaşına Kafkaslarda izin verilmemelidir. Emperyalizmin Doğu Avrupa’da ve Ortadoğu’da giriştiği istikrarsızlığın bir benzerinin Kafkaslarda ortaya çıkmasına karşı durulmalı, her türlü provokasyona karşı Azerbaycan ve Ermenistan emekçileri uyanık olmalıdır.
Milliyetçi bakış değil, emekçilerin kardeşliği sorunları çözebilir. İki ülke arasında yaşanan savaş ve çatışmanın derhal son bulması, acilen ateşkes ilan edilmesi ve diplomatik görüşmelere şartsız başlanması atılması gereken ilk adımdır.”
Cumhuriyet