Baba F.A., Akyazı Jandarma Karakolu’nda tabir verdikleri sırada Pir Fatih Nurullah ve müritleri tarafından, şikayette bulunmaması karşılığında kendisine 50 milyon TL teklif edildiğini ileri sürdü. Teklifi reddeden baba F.A. ve ailesi, bu sefer 100 sefer vefat tehdidi aldı. Aileyi şu an altı polis koruyor.
Pak inançlarının berbata kullanıldığını söyleyen baba, “Biz Allah ve peygamber sevgisiyle yaklaşmıştık. Cahilliğimizin bedelini kendi çocuğumuzla ödedik” diyor.
Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşan baba F.A.’nın açıklamaları şöyle:
2008’DE TANIŞTIK
Ben sıhhi tesisatçıyım. 2008’de cemaatten birisi geldi. “Bizim tesisat işlerimizi yap” dedi. Bu formda tanıştık. Avcılar Tahtakale Mahallesi’nde Kuran kursu binasının tesisat işini verdiler. Kasımpaşa’daki dergaha perşembe günleri ailece girip çıkarlardı. Biz de cemaate girdik. Fatih Nurullah’la tanıştık.
ALTI AY BIREBIR KONUTTA
Geçen şubat ayında Sakarya Kuzuluk’taki dört katlı inşaatın tesisat işini Fatih Nurullah bana teklif etti. Şubat sonunda başladım. Bu dergaha Türkiye’nin her yerinden aileler kafileler halinde ziyarete gelirdi. Avcılar’dan da bir aile gelmiş. Benim hanım bunu öğrenince “Eşim orada, çocuklarla gideyim. Hem Fatih efendiyi ziyaret ederiz” diyor. Mart’ın birinci haftasıydı. Pandemi süreci ortaya girince çocuklara sokağa çıkma yasağı oldu. Fatih Nurullah, “Size oda vereyim, kalın” dedi. Eşim bir günlüğüne gelmişti. Bir haftaya uzattı. Sonra da altı ay kaldık.
DUVAR SAATİNDE RESMİ GÖRÜNCE
Aslında kızım dergahın çay dağıtım işini yapmıyor. Fatih Nurullah, “Çayı Y. getirsin” diye tembihlemiş. Kurban Bayramı’ndan bir hafta sonra Avcılar’a gittik. Konutu taşıdık. Eşyayı yerleştirirken, Fatih Nurullah’ın fotoğrafının bulunduğu duvar saatini kızım indiriyor. “Anne, asmasak olmaz mı?” diyor. Annesi “Neden?” diyor. “Bu adam bana makûs şeyler yaptı, birkaç kere öptü” diyor. Annesi “Yanlış anlamışsındır” diye kapatıyor. Kızım birkaç gün sonra Fatih Nurullah’ın avret yerini ellediğinden, dudaklarını tekraren öptüğünden bahsediyor. Eşim 27 Ağustos’ta Fatih Nurullah’ı arıyor. “Çocuğa ne yaptın?” diyor. “Bekaretini bozacak bir şey yapmadım” diyor. Pekala, ne yaptın? “Bana eş olarak vermiştin ya” diyor. “Yalan söyleme” diyor. Fatih Nurullah, çıkmaza girdiğini düşünüyor ve haberim olacağından korkuyor. Saat 14.37’de beni aradı. “Hata ettim” dedi. Zati o gün kızım, “Rüyada Fatih Efendi’yi gördüm. Ateşe atıyordum” demişti.
TECAVÜZDEN ŞÜPHELENDİM
Kızımın söylediğine nazaran Fatih Nurullah, iç çamaşırını çıkarmış. “İleri gitti mi?” diye sorunca çocuk ağladı. Tecavüzden şüphelendim. Fatih Nurullah “Bekaretini bozmadım” deyince “Utanmıyor musun!” dedim. Eşim bana dedi ki, “Bunlar güçlü, uğraşamayız. Savcılığa versek tutturamayız. Allah belasını versin, uğraşmaya değmez.”
TARİKATIN KASASI ARADI
Çaresiz biçimde düşünürken, Fatih Nurullah’ın para babalığını yapan Z.H. aradı. “Paraya sıkışmışsındır. Sana para göndereceğim” dedi. İki dakika sonra Fatih Nurullah aradı. “Ebu Bekir olmak istemez misin?” dediği konuşma… Bu kelamları beni tahrik etti. Sandım ki, tecavüz gerçekleşti. Kendisi ne olduğunu söylemiyor. Kızım utanıyor. Eşime dedim ki “Hazırlan, gideceğiz, hesabını soracağız.”
TELEFONLA BAŞINA VURDUM
İki çocuğumuzu komşuya emanet edip dört yaşındaki kızımızı yanımıza aldık. Kuzuluk’a yanlışsız yola çıktık. Aklımdan geçenler iyi şeyler değildi. Eşim farkına vardığı için yolda jandarmayı aradı. Baktık ki, jandarmalar orada. Müritler kapının ağzında etten duvar örmüş, piri vermiyorlar. Pirin konutta olmadığını söylüyordu. Münakaşa ederken, Fatih Efendi odasından indi. Ses kaydını açtım. Mürit ve jandarmalara dinlettim. Fatih Nurullah’ın “Oğlum, büyütecek bir şey yok, ortamızda hallederiz” demesi üzerine telefonla buna iki kez vurdum. Vurmamla bir arada beni öldüresiye dövdüler. Kaçıp kurtuldum. Telefon hadise yerinde kaldı. Bütün delillerim oradaydı. Eşime “Telefonu al” diye bağırdım. Eşim telefonu alıp çantasına koymuş. Almasaydı ses kayıtları çöpe gidecekti.
YOLDA YALVARDI
Jandarma onu ön kabine oturttu. Benim elimi kelepçelediler, bir şey yapmayayım diye. Giderken Fatih Nurullah yalvardı. “Seni aklına getiremeyeceğin servete kavuştururum, gel bunları anlatma” dedi. Biliyorum, istesem verir. Gözümü tek bir şey bürüdü: Hatalıysa, yaptıysa bir hainlik, cezasını çeksin.
KARAKOLDA PARA TEKLİFİ
Akyazı Jandarma Karakolu’nda tabirimizi aldılar. Fatih Nurullah, jandarmalara yalvarıyor. “F. ve karısıyla beş dakika konuşabilir miyim” diye. Kabul etmedim. Müritleri “Gel vazgeç, ne istersen verecekler. Medya duymasın, ortamızda çözelim” dedi. Uçuk sayılar teklif ettiler. Birinci teklif ettikleri, 5 milyon TL’ydi. Sonra 20 milyon. Tarikatın Kıbrıs halifesi Erdoğan geldi. “Cemaatin 500 milyon serveti var, ne dilersen lisana, vereceğiz” diye yemin kaide ettiler. En son teklif ettikleri, 50 milyon TL’ydi. Kabul etmedim.
SUNGURLU’DA VEFAT TEHDİDİ
Sungurlu’ya geldik. Bu sefer vefat tehditleriyle karşılaştık. Cemaatten 100’ün üzerinde tehdit aldık. Dost üzere yaklaşıp “Aldığın parayı yiyemezsin, sakat kalırsın, çoluk çocuğuna yazık” üzere tehditler… Dedim ki, “Para teklif etmenize gerek yok. Bana cennet dahi vaat etseniz, davamdan vazgeçmeyeceğim. Bu yola başımı koydum. Bu adamın sahtekarlığını ortaya çıkaracağım. Öleceğimi bilsem vazgeçmeyeceğim.”
ALTI POLİS KORUYOR
Bizi 2-3 gün evvel devlet müdafaasına aldılar. Çorum’da polis lojmanında kaldık. Birkaç akrabanın bizi aradığını öğrendik. “Geçmiş olsun dileklerimizi ileteceğiz” demişler. Palavra, tehdit için geliyorlardı. Artık polis korumasındayız. Devletin belirlediği yerdeyiz. Altı muhafazamız var.
Y. İLE KONUŞMADIK: Y. ile konuşmaya çalıştık. Ağladı, üzerine gitmedik.
ONU MEHDİ GÖRÜYORDUK
Canımı feda edebileceğim kadar sevdiğim biriydi. Onu Allah dostu bilip sevdik. Son vakitlerde mehdilik çıkarmıştı. Palavra söyleyeceğini düşünmüyorduk. Diyorduk ki, bu adam mehdi. Kuşkumuz vardı lakin inanmak istiyorduk.
CAHİLLİĞİMİZİN BEDELİNİ ÇOCUĞUMUZLA ÖDEDİK
Baba F.A. pir Fatih Nurullah’ın muritlerinin, ona iftira atıldığına, büyü yapıldığına inandığını söylüyor. Nurullah’ın cezaevinden mehdi olarak çıkıp otorite kuracağına inanıldığını söyleyen F.A. “Onu yıkmak için bu yola başvurmuşuz. Yüzde 80’i hâlâ destekliyor. Ben onun berbat yüzünü evvel kendi cemaatine ve sonra Türkiye’ye göstermek için uğraşıyorum. Bunu Allah isteği için yapmaya çalışıyorum. Bu sahtekarlıklar büyümesin” dedi. Pak inançlarının berbata kullanıldığını söyleyen baba, kelamlarını şöyle noktaladı: Biz Allah ve peygamber sevgisiyle yaklaşmıştık. Cahilliğimizin bedelini kendi çocuğumuzla ödedik.
Cumhuriyet