Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Şurası üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, Covid-19 salgınının hala faal olarak kendini gösterdiğini, hadise sayıları ve vefat oranlarının yüksek seyrettiğini söyledi.
Bir yıldan daha fazla bir müddettir devam eden salgınla uğraş sürecinde alınan önlemlerin yanı sıra toplumsal aşılamanın da hayata geçtiğini anımsatan Kayıpmaz, farklı ülkelerde farklı aşıların uygulanmaya girdiğini tabir etti.
Kayıpmaz, dünyada toplumsal hayatın başlaması halinde aşı zorunluluğunun olup olmayacağına ait çeşitli tartışmaların gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın vatandaşlara aşı yaptırmalarının zarurî tutulmayacağı istikametinde görüş bildirdiğini söyledi.
“ZORUNLU AŞI TARTIŞMASI UYGUN DEĞİL”
Aşının temini ve yaygın olarak kullanımının salgınla gayrette büyük ehemmiyet taşıdığının altını çizen Kayıpmaz, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Şu anda Avrupa ülkeleri dahil nüfuslarının büyük bir bölümüne aşı uygulayabilmiş durumda değil. Aslında Yunanistan’ın ortaya attığı ve Avrupa Birliğinin gündemini oluşturan bu tartışmayı erken buluyorum. Lakin kâfi ölçüde aşı temin edilir ve nüfusun muhakkak bir oranının üstü aşılanırsa bunların konuşulması gerekir ancak şu anda açıkçası bu tartışmalar için erken. Zira, Avrupa ülkelerinin birçoğunda da aşılamanın nüfusun belirli bir kısmına yapılabildiğini biliyoruz. Kâfi aşı olmadan yalnızca rezerve edilen aşı siparişleri üstünden mecburî aşı tartışması yapılması çok uygun değil”
Doç. Dr. Kayıpmaz, toplumun büyük kesitine aşılama yapıldıktan sonra bu hususların gündeme gelmesinin uygun olduğunu tabir ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“En azından hem hastalığı geçirenler hem aşı olanlar vasıtasıyla toplum bağışıklığının yüzde 60’ın üstüne çıkması lazım ki şu anda olunandan daha inançlı bir pozisyonda olunabilsin. O evreden sonra bunlar lisana getirilebilecek bahisler. Şu anda hem Avrupa Birliği ülkelerinde hem de memleketler arası havacılıkta ‘Acaba uçuşlarda aşı pasaportu zaruriliği olmalı mı?’ diye bir tartışma var. Bunlar, şu anda aşının arzıyla gerçek orantılı şekillenecek durumlar. Şu anda talebi karşılayacak seviyede bir durum yok ne yazık ki.
Firmalar üretim kapasitelerini artırıp, beşerlerle aşıları buluşturmak istikametinde çalışmalar içerisinde.”
“AŞI MİLLİYETÇİLİĞİ VE İSTİFÇİLİĞİ TARTIŞILMALI”
Bu süreçte en kıymetli olan şeyin her ülkenin nüfuslarına nazaran bir aşıya ulaşması olduğuna dikkati çeken Kayıpmaz, “Şu an da aşı milliyetçiliği ve aşı istifçiliği tartışılmalı. İmkanları olan ülkeler nüfuslarından çok daha fazla aşı rezerve ediyor. Bir yandan da gelişmemiş, üçüncü dünya ülkelerinin, sıhhat çalışanları, kronik hastalığı olanlar üzere kırılgan kümelerin aşılanması da gerekiyor. Şu anda bu bilinmiyor” diye konuştu.
Kayıpmaz, Dünya Sıhhat Örgütü Yöneticisi Tedros Adhanom Ghebreyesus’un bu mevzuda çok hassas olduğunu ve aşı milliyetçiliğinin önüne geçilmesi için ihtarlarda bulunduğunu anımsattı.
“KIRILGAN VE HASSAS KÜMELER KESİNLİKLE AŞILANMALI”
Salgının lakin global olarak aşılanma ile ortadan kalkabileceğine vurgu yapan Kayıpmaz, şunları kaydetti:
“Bu hastalığı dünya üzerinde bir biçimde baskılayamazsak öteki ülkelerin tehlike altında olma durumu geçmeyecek. Şu anda Güney Afrika’da, Brezilya’da, İngiltere’de olan bir mutasyonun bizler için ne derece tehlikeli olabileceğini biliyoruz. Zira, uçak seyahatleri var, bu halde artık hudutlar çok yakınlaşmış durumda. Çin’den bu hastalığın Türkiye’ye gelmesi ne kadar sürdü hatırlayalım. Bundan ötürü, dünyadaki bilhassa gelişmemiş ülkelerde kırılgan ve hassas kümelerin kesinlikle aşılanmasını sağlamamız gerekiyor. Salgının bitmesi için global toplumsal bağışıklık olması lazım. Global toplumsal bağışıklık için de bu gelişmemiş ülkelere de aşı temini konusunda Dünya Sıhhat Örgütünün eforlarının devam etmesi lazım.
Aşı, tüm ülkelere ulaşmalı, oradaki beşerler da Kovid-19’a karşı aşılanmalı. Bunun için de arzın artması için eforlar devam etmeli”
Cumhuriyet
