31 Ocak 2011’de alçı pan talebi azaldığından dolayı USG şirketi, Empire, Nevada’daki fabrikasını 88 yıl sonra kapatmak zorunda kalır. Kocası Bo’da ölünce Fern(Frances McDormand) için kent hayalet kente dönüşür. Temmuz 2011’de Empire’ın posta kodu olan 89405 artık kullanılmıyordur. Karavanı hariç herşeyini yitiren Fern yola koyulur. Eski arkadaşı Linda May’in teklifiyle Amazon Campeforce’ta çalışmaya başlar, karavanını da Desert Rose’un parkına bırakır. 12 yaşından beri çalışan Fern, iki kız büyütmüştür, son vakitlerde çok yorulmuştur ancak çalışmayı da çok seviyordur, boş durmaktan hiç hoşlanmaz.
Toplumsal yardım parası 550 dolar olan Fern, Bob Wells’in ucuz karavan ömründen yararlanmaya karar verir. Bob Wells, elden ayaktan düşen ve emekli olmaya mecbur edilen yaşlılara yardım eder. Bob’a nazaran onlar ölene dek çalışmak isteyen koşum atlarıdır. “Toplum bizleri emekli ediyorsa tüm koşum atları olarak biraraya gelip birbirimizi gözetiriz” der. Fern, yeni arkadaşlar edinir. 75 yaşındaki Swankie kanserdir, yedi-sekiz aylık ömrü kalmıştır. “Artık hastanede yatmak istemiyorum, Alaska’ya döneceğim orada iyi anılarım var,mus ailesi gördüm, kanoyla ırmakta dolaşırken beyaz pelikanlar yanıma geldiler” diyen Swankie tekrar yabanî tabiata kavuşmak istiyordur.
Linda May’in yardımıyla karavan parkında çalışmaya başlayan Fern’in sıhhatine dikkat etmesi gerekiyordur zira buraya dünyanın her tarafından çeşit çeşit insan gelir. Fern, Linda May ve Frankie hoş bir üçlü olurlar, birlikte çok hoş vakit geçirirler. Karavan parkından sonra bir cümbüş parkında çalışan Fern evsiz olduğunu hiç düşünmez, zira karavanı onun konutudur. Amerika’nın batısını karavanıyla dolaşır, süreksiz işlerde çalışır, Noel’i tek başına karavanında kutlar. Amerikan geleneğinin bir modülüdür o, öncülerin ve göçebelerin yaptığı şeyleri yapar, merttir, dürüsttür.
Fargo (1996) ve Three Billboards Outside Ebbing, Missouri (2017) sinemalarıyla en iyi bayan oyuncu Oscar’larını alan, direktör Joel Coen’in eşi Frances McDormand “40 yaşımdayken Joel’e daima 65’ime bastığımda adımı Fern olarak değiştireceğimi, Lucky Strikes sigarasıyla Wild Turkey viskisi içeceğimi, karavanla yola çıkacağımı söylerdim” diyen oyuncu 2017’de Jessica Bruder’in Nomadland: Surviving America in the Twenty First Century kitabını okuduktan sonra bu evsiz bayana hayran kaldı. Songs My Brothers Taught Me (2015) ile The Rider (2017) isimli marjinal insanları anlatan iki şiirsel dram çeken, Beijing doğumlu, New York Üniversitesi sinema okulu mezunu Chloe Zhao, Dormand’la 2018’de Independent Spirit ödül merasiminde karşılaşır. Dormand (63) Zhao’ya (38) Nomadland’den bahseder.
Nomadland’e dek daima amatörlerle çalışan Zhao birinci kere Hollywood’lu bir oyuncuyu yönetir. Karavanlarıyla yola çıkan takım mevsim değişimden ötürü gerilla tekniğiyle, doğçlamalar yaparak, süratli çalışarak ABD’indeki 568 bin evsizin gerçeğini objektif bir anlatımla aktarır. Amerika’nın mitolojik Batı’sını çekerken Zhao, Charlie Chaplin’den Ang Lee’ye dek uzanan göçmen sinemacıların müsaadeden sarfiyat, ustası Terrence Malick’in uçsuz bucaksız görünümlerine da gönderme yapar. “Yabancı olmanız size olguları apaçık ve objektif olarak gözlemleme imkanı veriyor” diyen Chloe Zhao, materyalist sistemden ve ömürden yorulan personel Fern’in Eski Batı’ya hasretini gerçekçi, minimalist bir anlatımla irdeler.
Fern, Linda May, Swankie, Bob Wells üzere göçebeler hiç gitmedikleri yerlere sarfiyatlar, birbirlerine hiç veda etmezler, yolda görüşürüz derler. Chloe Zao’nun senaryosunu yazıp yönettiği, Frances McDormand, David Straithain, Linda May, Charlene Swankie, Bob Wells, Peter Spears, Patricia Grier’in oynadığı yalnızlık, yoksulluk, dayanışma, nezaket, hüzün, çaresizlik, umut, yaşama sevinci, mizah dolu, Venedik Altın Aslan ödüllü Nomadland, 2020’nin en iyi bağımsız üretimlerinden.
Cumhuriyet